20 Haziran 2015 Cumartesi

Dayı'nın Yeri

   11 ayın sultanı Ramazan geldi diyerek klasik bir başlangıç yapalım yazımıza :) Havaların sıcak ve günlerin uzun olması sebebiyle zorlu geçen oruç tutma süresi, akşamları yerini -imkanlar dahilinde- ziyafet sofralarına bırakıyor. İftar sofraları,oruç tutan tutmayan tüm herkes için önemli bir yere sahip. Çok klişe sözlerden uzak kalarak, iftar sofralarının geleneksel samimiyetinden olduğunu düşünüyorum. 
   Bugün bahsedeceğim yer, kimisinin öğlen yemeği için daha uygun gördüğü, benimse daha çok akşam yemekleri, özellikle pazar günleri arkadaşlarla, aileyle yenilen yemekler için daha uygun.Sebebine gelince, etin keyife dönüştüğü anların öğlen yemeğiyle geçiştirilmesine karşıyım :)
   Dayı'nın yeri Adanalı Şahin Usta ve kardeşi tarafından işletilen iki şubeden oluşan bir işletme. İki şube diyorum ama bir merkez bir şube demek daha doğru olacak sanırım. Merkezi şubesinden daha küçük olan dükkanları hemen arka sokakta yer alıyor. Bizim tercihimiz mekan ferahlığı büyüklüğü açısından şube diye bahsettiğim yer oluyor genelde.
   Buraya giderseniz eğer bildiğiniz kebapçılardaki usulleri kesinlikle bir kenara bırakın. Menü isterseniz yüzünüze anlamsız ifadelerle bakabilirler zira menü diye bir kavram yok :) İki kişi gittiğinizi farz edelim. "İki kişilik başlatıyorum abi/abla" cümlesiyle karşılaşıcaksınız şaşırmayın, karşı çıkmayın (pişman olursunuz). 



   Masaya gelen mezeler çok çeşitli olmasada lezzetli ve hafif. Burada çok mezenin gelmesi zaten olacak iş değil,yemeklere yer kalması için mezelerin azar azar yenmesi gerektiğini düşünüyorum.Kuru cacık,acılı ezme,salata,roka,sumaklı soğan,maydonoz servis ediliyor..



   Dayı'nın yerinde içilebilecek en güzel içecektir şalgam!(Tabi tansiyon gibi bir probleminiz yoksa). Buraya ilk geldiğimde ısrar kıyamet önerilen bir içecekti. Özelliğini sorduğumuzda Adana'dan özel olarak getirdiklerini söylemişlerdi. Hakkını teslim etmek lazım ki Ankara'da böylesini içmek çok ama çok zor. Acılı - acısız şalgam gibi bir ayrım yok. Zira acıyı isterseniz siz üzerine katıyorsunuz. Aynı boyutta gelen acının azar azar katılmasını tavsiye ediyorum boğazınızı yakmak istemiyorsanız eğer :) 
   

   Yemeğin servisi için çok fazla bekleme süresi olmasada açken gidildiğinde işkence dakikalarına döndüğünde zaman ufukta kara görünüyor: Fındık Lahmacun. Keşke büyüğünü yapıp getirseler dediğimiz lezzet. Yağı tam ayarında, baharatı rahatsız etmiyor. Kısa süren görsel birlikteliğimizin sonunda kendisine veda ediyoruz.

Geldi gönlümün efendisi...:)


   Damak çatlatan deyimini pek sevmem ama bu Adana için başka söylenecek söz varsa şu an aklıma gelmiyor. Acıya boğulmuş aşırı baharatlı adanaların yanında kendini hemen belli edeceğine emin olabilirsiniz.Kişi başı 1 adet olarak servis edilebiliyor. adanaların altında yağlarının süzüldüğü lavaşlar dizili,yağlı sevenler kaçırmamalı..Yağlı et sevmeyenler için biraz ağır olabileceğini hatırlatmak isterim Adananın. Tabakta ızgara domates biber ve sarımsak geliyor. Buranın en samimi bulduğum hususlarından biri burada karşınıza çıkacak. Şahin Usta'yı bir anda yanınızda buluyorsunuz tabaktaki sarımsakları ayıklarken :) Sarımsakları tek tek elleriyle ayıklayıp masaya pay etmesini kendi usulünce bir "Hoşgeldiniz" olarak görüyorum ben bu seramoniyi :) 
   

   Hafif terbiye edilmiş kuzu şiş yumuşak sulu ve lezzetli. Birer şiş olarak servisi yapılıyor. 
   

   Buranın olmazsa olmazı kesinlikle kaburga şişi. Kaburgalar gördüğüm tattığım kadarıyla herhangi bir terbiyeye sosa maruz kalmadan olduğu gibi yapılıyor. Ustalık burada ön plana çıkıyor herhalde. Terbiye ve sos olmadan lezzetli kaburgalar önünüze geliyor.
   
"Babuş Burayı Ciğerle..."

   Aslında asıl fotoğrafını çekmem gereken yeri çekmemişim dalgınlığa gelip :) Kaburgalardan sonra Şahin Usta masaya gelip ciğer isteyip istemediğinizi sorduğunda o güzel cümleyi duymanız olası:) "Babuş Burayı Ciğerle..."
   Şahin Usta bunu da bize bırakmıyor. İnce ince lavaşlara çektiği ciğer şişlere biraz kimyon biraz soğan biraz da roka ekleyip tutuşturuyor mini dürümleri elimize. Onun tabiriyle bu yemeğin altın vuruşu bu ciğerler :) Konumuz yemeğin et kısmıysa evet altın vuruş olabilir. Genel olarak düşündüğümüzde altın vuruş hemen sonrasında gelen.

   

   Eğer sizde benim gii tereyağını seviyorsanız çok seveceğinizi söyuleyebilirimz. Şekeri abartmadan yaptıkları irmik helvası kebapçılarda yemeye alışkın olduğumuz margarinli lapa irmik helvası diye tabir edilen helvalardan çok çok farklı. Altın vuruş diye buna derim.
   Dayı'nın Yeri'nde yediğimiz bu yemek içecekler dahil kişi başı 45 TL sına mal oluyor. Kesinlikle Ankara'da gelinmesi gereken bir yer diye düşünüyorum.

ADRES: Öveçler 1333.sokak Çankaya/ANKARA (ŞUBE)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder